FMT (Gaita Nakli) ile birlikte doğru beslenme, sağlığınız için kritik bir konu. Taze dışkı ile, titizlikle seçilmiş donörlerden yapılan FMT sonrası günlük beslenmeniz, bu yeni mikrobiyotanın “kalıcı misafir” olup olmayacağını etkileyen ortamı oluşturuyor.
Bu yazı, tıbbi tavsiye yerine geçmeyen, bilimsel literatüre dayalı bir “yol haritası”dır. Kişisel sağlık durumunuz, kullandığınız ilaçlar ve FMT protokolünüz için mutlaka EnvaBiome tıbbi ekibi ve diyetisyeninizle birlikte karar vermelisiniz.
FMT ve Beslenme: Neden Bu Kadar Önemli?
FMT tek başına “mucizevi bir çözüm” değil. Yeni gelen bakterilerin tutunması (engraftment) ve korunması için bağırsak içinde uygun bir yaşam ortamına ihtiyaç var.
Son yıllardaki çalışmalar:
- Yüksek lifli, Akdeniz tipi veya minimal işlenmiş beslenmenin, mikrobiyota çeşitliliğini artırabildiğini ve FMT sonrası donör bakterilerin çeşitliliğini daha uzun süre koruyabildiğini gösteriyor.
- Bazı çalışmalarda ise diyet müdahalelerinin klinik sonuca etkisi daha zayıf veya belirsiz bulunmuş.
Özetle: Beslenme FMT’nin yerine geçmez, ama mikrobiyotayı destekleyen bir ortam sağlayarak süreci güçlendiren önemli bir parçadır.
EnvaBiome Perspektifi: Taze Dışkı + Kişiselleştirilmiş Destek
EnvaBiome, yalnızca taze gaita kullanarak, sıkı donör taraması ve kişiye özel planlanan FMT protokolleriyle çalışmayı hedefleyen bir yaklaşıma sahiptir. Bu tür taze dışkı odaklı modeller, bağırsak florasına çeşitli ve canlı bir mikrobiyota kazandırmayı amaçlar.
Bu misafirleri besleyecek;
- Günlük öğünleriniz,
- Hareket düzeyiniz,
- Uyku ve stres yönetiminiz
ise ayrıca önem taşıyor.
FMT Sonuçlarını Güçlendirebilecek 9 Beslenme Alışkanlığı
1. Lif alımını kademeli olarak artırın
Lif, bağırsak bakterileriniz için temel yakıt (prebiyotik) kaynağıdır. Çalışmalar, FMT sürecinde ve sonrasında:
- Tam tahıllar (yulaf, esmer pirinç, bulgur, karabuğday),
- Bakliyatlar (mercimek, nohut, fasulye),
- Sebze ve meyvelerin
daha fazla tüketildiği diyetlerin mikrobiyal çeşitliliği destekleyebildiğini gösteriyor.
Not: Eğer IBS, şişkinlik, SIBO gibi sorunlarınız varsa, lif artışını birden değil yavaş yavaş ve doktor/diyetisyen kontrolünde yapmanız gerekir.
2. Fermente gıdaları her güne küçük dozlarda serpiştirin
Fermente gıdalar (probiyotik içeriklerinin değişken olmasına rağmen) hem mikrobiyota çeşitliliğini artırmaya, hem de kısa zincirli yağ asidi üretimini desteklemeye yardımcı olabilir. Özellikle son yıllarda yapılan klinik ve müdahale çalışmalarında, fermente gıdaların zengin olduğu bir diyetin birkaç haftalık süreçte bağırsak mikrobiyal çeşitliliğini artırabildiği ve inflamatuar belirteçleri azaltabildiği gösterildi.
Türk mutfağından örnekler:
- Ev yapımı/labne kıvamlı yoğurt & kefir
- Lahana turşusu (tuzu kontrol ederek)
- Şalgam (şekersiz seçenekler)
Not: Histamin intoleransı, ciddi böbrek hastalığı veya tuz kısıtlaması olanlarda mutlaka doktora danışılmalıdır.
3. Ultra işlenmiş gıdaları minimuma indirin
Son yıllardaki veriler, ultra işlenmiş gıdaların (UPF):
- Mikrobiyota çeşitliliğini azaltabildiğini,
- Düşük dereceli kronik inflamasyonla ve bazı kronik hastalıklarla ilişkili olduğunu gösteriyor.
UPF örnekleri:
- Paketli atıştırmalıklar, cips, bisküvi
- Şekerli içecekler, aromalı gazlı içecekler
- Hazır soslar, hazır dondurulmuş yemekler
- Aşırı rafine kahvaltılık gevrekler
Mümkün olduğunca “mutfakta pişen gerçek yemeklere” dönmek, FMT’den sonra mikrobiyotanın tutunması için çok daha öngörülebilir bir ortam sağlar.
4. Rafine şeker ve şekerli içecekleri sınırlandırın
Bağırsak mikrobiyotası; basit şekerlerin yoğun olduğu, lif ve kompleks karbonhidratların az olduğu ortamlarda dengesizleşmeye daha yatkındır. Bazı çalışmalar, yüksek şekerli, düşük lifli örüntülerin disbiyoz ve inflamasyonla ilişkili olduğunu göstermektedir.
Bu nedenle:
- Gazlı içecekler,
- Meyve aromalı şekerli içecekler,
- Aşırı şekerli tatlılar
rutin değil, “istisna” olmalı.
5. Akdeniz tipi yağları ve balıkları öne çıkarın
Akdeniz tipi beslenme (zeytinyağı ağırlıklı, bol sebzeli, yeterli balık içeren):
- Daha dengeli bir mikrobiyota profili,
- Daha düşük inflamasyon düzeyi
ile tekrar tekrar ilişkilendirilmiş durumda.
Alışkanlık önerileri:
- Ana yağ olarak sızma zeytinyağı kullanmak,
- Haftada en az 1–2 kez yağlı balık (somon, uskumru, sardalya vb.) yemek,
- Tereyağını tamamen değil ama önemli ölçüde azaltmak.
6. Bitkisel proteinleri artırın, kırmızı/işlenmiş eti azaltın
Yüksek kırmızı ve işlenmiş et tüketimi, bağırsak mikrobiyotasında daha pro-inflamatuar profillerle ilişkilendirilebiliyor; buna karşın bakliyatlar ve bitkisel protein kaynakları daha fazla lif ve polifenol sağlıyor.
Uygulanabilir adımlar:
- Haftada en az 2–3 öğünde nohut, mercimek, kuru fasulye gibi bakliyetleri ana protein kaynağı yapmak.
- Sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etleri “istisna” durumuna indirgemek.
7. Düzenli öğün ritmi ve yavaş yeme
Bağırsak bakterileri, yalnızca ne yediğinizden değil, ne kadar düzenli yediğinizden de etkilenir. Çok uzun açlıklar, ardından çok büyük öğünler;
- Bazı kişilerde ishal/kabızlık döngüsünü,
- Şişkinlik ve reflüyü
tetikleyebilir.
FMT sürecinde:
- Günde 2–3 ana öğün + 1–2 küçük ara öğün,
- Lokmaları iyi çiğneyerek, acele etmeden yemek,
bağırsak motilitesi ve sindirimi destekleyebilir. Bu konuda spesifik FMT çalışmaları az olmakla birlikte, genel gastroenteroloji pratiğinde bu yaklaşım sık kullanılmaktadır.
8. Sıvı alımını ihmal etmeyin
Yeterli su, lifin bağırsakta sağlıklı şekilde ilerlemesi için şarttır. Yüksek lif, düşük su ile birleştiğinde, FMT sonrası dönemde istemediğiniz düzeyde kabızlık görülebilir.
Genel kural:
- Çoğu yetişkin için günde 1,5–2 litre arası su iyi bir başlangıçtır; ancak kalp/böbrek hastalığı veya başka kısıtlarınız varsa mutlaka doktorunuzun önerisini takip edin.
9. Takviye kararlarını kendi başınıza almayın
Probiyotik kapsüller, prebiyotik tozlar, vitamin-mineral destekleri… Bunlar bazı hastalarda faydalı olabilir. Ancak;
- Her probiyotik, her FMT hastası için uygun değildir,
- Özellikle bağışıklığı baskılanmış kişilerde gereksiz probiyotik kullanımı riskli olabilir.
Bundan dolayı, her türlü takviye için önce FMT’nizi yöneten tıbbi ekiple konuşun. Bu yazı yalnızca genel bilgi sunar; kendi kendinize tedavi denemeleri yapmayın.
FMT Öncesi ve Sonrası: Kimin Dikkatli Olması Gerekir?
Aşağıdaki durumlarda mutlaka EnvaBiome ekibinizle ve doktorunuzla birlikte hareket edin:
- İleri yaşta veya bağışıklığı baskılanmışsanız
- Ağır kalp, böbrek veya karaciğer hastalığınız varsa
- Aktif alevlenme döneminde inflamatuvar bağırsak hastalığınız (Crohn, ülseratif kolit) varsa
- Düşük FODMAP diyeti, glutensiz beslenme vb. özel bir protokol uygulamanız gerekiyorsa
Kaynaklar:
- Clancy AK, et al. Dietary Management for Faecal Microbiota Transplant. Nutrients. 2021.
- Teigen LM, et al. Nutritional optimization of fecal microbiota transplantation. Gut Microbes. 2025.
- Park I, et al. Fermented Foods as Functional Systems: Microbial, Metabolomic, and Immunologic Aspects. Foods. 2025.
- Wastyk HC, et al. Gut-microbiota-targeted diets modulate human immune status. Cell. 2021.
- Khavandegar A, et al. Adherence to the Mediterranean diet can beneficially affect gut microbiota. BMC Med Genomics. 2024.
- Perrone P, et al. Gut Microbiota Modulation Through Mediterranean Diet. 2025.
- Whelan K, et al. Ultra-processed foods and food additives in gut health and disease. Nat Rev Gastroenterol Hepatol. 2024.
- Chen X, et al. The Potential Hazards of Ultra-Processed Foods on Gut Health. 2025.